Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: İslam dünyası dimdik ayakta kalmaya devam edecektir
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) 39. Bakanlar Toplantısı kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluş gayesinin Kudüs davası olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Bizlerin gayretleriyle, İslam dünyası dışardan dayatılan tüm sorunlara rağmen dirayetini koruyarak dimdik ayakta kalmaya devam edecektir. 2025 yılı sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz İİT-içi ticaret hacmi ise yüzde 25’tir. Dünya Ticaret Örgütü’nün verilerine göre dijital olarak sunulan hizmetlerin küresel ihracatı 2005 yılından bu yana üç kattan fazla artmış bulunmaktadır. Ayrıca, dijital teknolojilerin 2030 yılına kadar her yıl yüzde 2 oranında ticareti artıracağı tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 39. Bakanlar Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla dün başladı. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, toplantının bakanlar, çalışma ve kapanış oturumlarına başkanlık yaptı. Toplantının kapanış oturumunda konuşan Yılmaz, toplantılara 536 delegenin katıldığını ve 45’ten fazla ikili görüşmenin gerçekleştiğine dikkat çekti.
“45’TEN FAZLA İKİLİ GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRİLDİ”
Bu yıl Bakanlar Oturumunda ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkelerinin E-ticaret Kapasitelerinin Geliştirilmesi’ konusuna odaklandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Toplantı vesilesiyle, gündemimizde yer alan ekonomik ve ticari meselelerin yanında İslam dünyasının durumunu da mütalaa ettik. İİT Tercihli Ticaret Sistemi (TPS-OIC), İİT Tahkim Merkezi, Helal Akreditasyon Alanındaki Çalışmalar, İİT/İSEDAK Uluslararası Yatırım Fonu, İSEDAK Programı, Dijital Dönüşüm Programı, ve Gayrimenkul Borsaları Projeleri toplantı gündemimizdeydi. Bu dört günlük yoğun toplantı süresince, ülkelerimiz ve kuruluşlarımız arasında gerçekleştirilen ikili görüşmelerin, işbirliğimizi daha da güçlendirmek adına önemli bir zemin oluşturduğunu memnuniyetle gözlemledik. Toplamda 19 ülke, 18 İİT kuruluşunun yanı sıra çeşitli özel sektör firmalarının katılımlarıyla 45’ten fazla ikili görüşme gerçekleştirildi. 39. Bakanlar Toplantısı’na 54 üye ülke, 5 gözlemci ülke ile 38 uluslararası kuruluş davet edilmiştir. Toplantımıza 51 ülke, ve 24 uluslararası kuruluşu temsilen 536 delege katılmıştır. 24 bakan, 9 ülkeden 11 bakan yardımcısı olmak üzere üst düzey katılım sağlanmıştır” dedi.
“2025 YILI SONUNDA ULAŞMAYI HEDEFLEDİĞİMİZ İİT-İÇİ TİCARET HACMİ YÜZDE 25’TİR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “2023 yılı boyunca düzenlenen İSEDAK Çalışma Grubu toplantıları, ‘e-ticaret kapasitesinin geliştirilmesi, genç işsizliğinin azaltılması, gıda güvensizliğiyle mücadele, ulaştırma altyapılarının çevresel etkileri, dijital para birimleri ve turizmde rekabet için girişimciliğin teşvik edilmesi’ konularını ele almış ve bu alanlarda ülkelerimizin istifadesine sunulmak üzere önemli politika tavsiyeleri ortaya koymuştur. İslam ülkeleri, dünya nüfusunun 4’te 1’ine tekabül etmektedir ve küresel ekonominin yaklaşık yüzde 9’unu oluşturmaktadır. İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin dünya ticaretinden aldıkları payın toplam içindeki oranı ise yüzde 11’in üstündedir. Dün sabahki konuşmasında Sayın Genel Sekreter Hüseyin İbrahim Taha’nın da belirttiği üzere 2023 sonu itibariyle üye ülkeler arasındaki ticaret hacmi toplam ticaretimizin yaklaşık yüzde 19’unu oluşturmaktadır. Bildiğiniz gibi 2025 yılı sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz İİT-içi ticaret hacmi ise yüzde 25’tir. Kalan son iki yılda bu hedefe yaklaşmak için daha fazla gayret sarf etmemiz, ticareti kolaylaştırıcı ve teşvik edici somut adımlar atmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN HER YIL YÜZDE 2 ORANINDA TİCARETİ ARTIRACAĞI TAHMİN EDİLMEKTEDİR”
Yılmaz, İslam İşbirliği Teşkilatı – İSEDAK Uluslararası Yatırım Fonu ve Altın Borsası gibi helal yatırım alternatiflerinin hem finansal çeşitlenmeyi desteklediğini hem de ekonomiler için önemli potansiyeller barındırdığını da söyledi.
Yılmaz, “Dijital dönüşüm, e-ticaretin küresel ticaret içerisindeki payının artmasına yol açmış, Kovid- 19 salgınıyla birlikte e-ticaret ve e-ihracat en yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Küresel B2C (Business to Consumer-İşletmeden Tüketiciye) ticaret hacmi 2022 yılı itibariyle 5,7 trilyon dolara ulaşmıştır. Teknolojik ilerlemelerin hızındaki artış ile beraber e-ticaretin küresel ekonomideki payının arttığına şahitlik ediyoruz. Bu kapsamda, Dünya Ticaret Örgütü’nün verilerine göre dijital olarak sunulan hizmetlerin küresel ihracatı 2005 yılından bu yana üç kattan fazla artmış bulunmaktadır. Ayrıca, dijital teknolojilerin 2030 yılına kadar her yıl yüzde 2 oranında ticareti artıracağı tahmin edilmektedir” diye konuştu.
E-ihracatı ön planda tuttuklarını da belirten Yılmaz, “Yakın gelecekte e-ihracatın toplam ihracatımız içindeki oranını yüzde 10’lara kadar çıkarma hedefini ortaya koymuş durumdayız” dedi.
“İSLAM DÜNYASI DIŞARDAN DAYATILAN TÜM SORUNLARA RAĞMEN DİRAYETİNİ KORUYARAK DİMDİK AYAKTA KALMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Yılmaz, “Dünyanın içinden geçtiği sancılı ekonomik süreçlerin yanı sıra İslam dünyasının durumu hepimizin yüreklerini dağlamaktadır. Çatısı altında bu toplantıları yaptığımız İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluş gayesinin Kudüs davası olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. İslam dünyası bugün her zamankinden daha fazla birlik içinde olmak ve mazlum Filistin halkını desteklemek durumundadır. Özellikle 7 Ekim’den bu yana işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşananlar artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Masum sivillerin ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, ibadethaneleri acımasızca bombalamak, kendini savunma hakkıyla açıklanabilir mi? İşgalci bir gücün kendini savunma hakkından bahsetmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Bunu hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değildir. Açıkça nükleer silah kullanmakla toplumları tehdit edenler uluslararası hukuk önünde hesap vermeyecek mi? İnsanlığa karşı açıkça suç işlenirken elini vicdanına en önce götürmesi gerekenler bizler değil miyiz? Buradaki tüm katılımcıları Müslüman, Hristiyan, Yahudi ayırmadan sivil ölümlerine karşı eşit tepki vermeye davet ediyorum. Birilerinin yaptığı gibi insanları dinine göre, etnik kimliğine göre ayırt etmek bizim yaklaşımımız değildir. Onu yapanlar kendileri utansınlar. Tarih önünde kara bir leke olarak bu insanlığın hafızasına işlenmiş olacak. Bölgede ateşkese, daha sonra da iki devletli çözümün tesisi için ortak inisiyatif almaya bütün insanlığı davet ediyoruz. Tırnak içinde insani aralar verip daha sonra insanlık dışı saldırıları daha güçlü bir şekilde gerçekleştirmek hiçbir şekilde yeterli değildir. Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin ortaya çıkmadan bölgede ve dünyada huzur ve güvenin oluşması mümkün değildir. Türkiye olarak insani ve tıbbi yardımların kesintisiz teminini devam ettirecek, tüm platformlarda ateşkesin sağlanması, ardından köklü siyasi çözümün oluşması için var gücümüzle çalışacağız. Bizlerin gayretleriyle, İslam dünyası dışardan dayatılan tüm sorunlara rağmen dirayetini koruyarak dimdik ayakta kalmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.