TTB’den Doktorlara Mektup, “Mesleğimize Sahip Çıkma Zamanı!”
Değerli meslektaşlarımız,30 Kasım 2023’te görülen davamız, hekimlerin bilimsel-etik özerkliğini ve örgütlenme özgürlüğünü yok sayan haksız bir
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, doktorlara yönelik yazılan mektupta, “Meslek örgütümüze, değerlerimize ve haklarımıza sahip çıkma zamanı geldi!” ifadelerine yer verdi.
İşte O Mektup
Değerli meslektaşlarımız,
30 Kasım 2023’te görülen davamız, hekimlerin bilimsel-etik özerkliğini ve örgütlenme özgürlüğünü yok sayan haksız bir kararla sonuçlandı. Davada, Merkez Konseyi’nin ne dediği, ne yaptığı ve neden yargılandığı gibi hiçbir somut bilgi ortaya konulmadı. Yargılanan Merkez Konseyi idi, ancak hiçbir üye dinlenmedi. Söylemediklerimiz yargılandı, sözlerimiz dinlenmeden karar verildi. Dünya Tabipleri Birliği’nin vurguladığı gibi; hekimlik, hastalarının iyiliğine adanmışlık, yüksek ahlaki standartlar, bilgi becerisi ve bağımsızlıkla karakterize bir iştir. TTB’nin yargı baskısına maruz kalması, mesleğimizin olmazsa olmazı olan bağımsızlığımıza yönelik bir saldırıdır. Seçilmiş TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması, sadece TTB’yi değil; ülkemizin demokratik örgütlerini ve demokrasi mücadelesini de hedef almaktadır.
DTB hekimi, biyolojik ve toplumsal kökenli hastalıkları tedavi eden olarak tanımlamıştır. Hekimler, Sağlık Bakanlığı‘nın sessizliğine karşın depremde öncü olmuş; kendi imkanlarıyla deprem bölgelerine ulaşmıştır. Ancak şimdi karşımızda sessiz kalmamızı isteyen bir iktidar var. Şubat 2023 depremlerinde sağlık sistemimizin çöküşünü gördük. Hekimler olarak birbirimize dayandık ve mücadele ettik. Ancak bu mücadele devam ediyor.
Bugün karşımızda mesleki özerklik ile iktidar çıkarlarının çatışması var. Bilim ve yobazlık arasında bir seçim yapmalıyız. TTB, bilimsel ve toplumsal yaklaşımdan vazgeçmeyecek, her hekimin yanında olacak ve haklarını koruyacaktır. Hekimlik, zorlu, onurlu ve sorumluluk gerektiren bir meslektir.
İktidar, yanlış sağlık politikaları nedeniyle fazladan ölümleri kabul etmemizi, COVID-19 nedeniyle ölen hekimlerin iş kazası olmadığını söylememizi ve sağlıkta şiddeti normalleştirmemizi istiyor. Ancak biz, bilimden ve etik değerlerden vazgeçmeyecek; mücadelemizden geri durmayacağız.
Toplumun ve hekimlerin önünde bir yol ayrımı var. Şimdi, mesleki özerkliğimize, değerlerimize ve seçme hakkımıza sahip çıkma zamanıdır. Hukuk dışılıklara, baskılara ve zorbalıklara karşı dayanışma, destek ve inancınız için teşekkür ediyoruz. Sizi susturacaklarını sananlara bir not: “Umudumuza, inancımıza ve dayanışmamıza bir kez daha yenilmeyeceksiniz.” (Bilim-Sağlık ve Haber Ajansı)